Yeni DNA Baskı Tekniği ile Veri Depolamada Devrim
DNA’da Veri Depolama Yöntemi
DNA’ya veri yazma işlemi genellikle harfleri (bazen milyarlarca) tek tek bir araya getirme gibi oldukça yavaş ilerleyen bir süreçti. Ancak bilim insanları, “DNA baskı makinesi” adı verilen yeni bir yöntem geliştirerek bu süreci hızlandırdı. Bu yeni teknikle, birbirine bağlı 24 bazdan oluşan 700 DNA bloğu yaratıldı. Her blok, istenilen sırayla DNA şablonuna “basılabilen” bir tür hareketli harf görevi görüyor. Bu sistem, geleneksel yöntemlerden farklı olarak, aynı anda 350 bitlik veriyi yazma imkanı sunuyor.
Yeni sistem, DNA’da yerine ikili kod (1 ve 0) kullanıyor. Bloklara kimyasal işaretçiler ekleniyor; işaretli olanlar “1”, işaretli olmayanlar “0” değerini temsil ediyor. Bu yaklaşım, DNA’da veri depolamayı daha anlaşılır ve kolay hale getiriyor. Gerçekleştirilen deneylerde, 16.833 bitten oluşan antik Çin kaplanı resmi ve 252.500 bitten oluşan panda fotoğrafı DNA’ya aktarıldı ve tamamı başarıyla geri okundu.
İnanılmaz Veri Depolama Kapasitesi
DNA’nın veri depolama kapasitesi oldukça etkileyici. Yalnızca 1 santimetreküp DNA’nın 10 milyar gigabayttan fazla veri depolayabileceği tahmin ediliyor. Ayrıca, uygun koşullarda DNA, binlerce hatta milyonlarca yıl boyunca veriyi saklayabilir.
Geliştirilen DNA yazıcı teknolojisi, eski bir yöntem olan hareketli tip matbaadan ilham almıştır. Bu teknolojinin, kitlelere veri depolama konusunda kolaylık sağlaması beklenmektedir. Aynı şekilde insan hücrelerindeki genetik bilgi depolama mekanizmasını baz alan bu teknikle DNA, uygulanabilir bir veri depolama platformu haline gelebilir. Bu sayede sürecin hızlanması ve bilim insanı olmayanlar için erişilebilir olması hedeflenmektedir.